Sepet0Item(s)

Sepetinizde hiç ürün yok.

Product was successfully added to your shopping cart.

Tarih

   

9 Kayıt

  1. ANADOLU BACILARI (AHİLİK VE BACIYAN-I RUM)

    Ahilik temelleri Anadolu topraklarında atılmış sosyal ve ekonomik bir yapıdır. Bu yapının özü ve amacı insana ve toplumuna sağlanabilecek faydaların kurumsallaşmasıdır. Bugün toplumsal hayatın düzenlenmesinde öne çıkan ve yararlanılan sosyal adalet kavramı Ahilik teşkilatının temellerini oluşturmuştur. Bu nedenledir ki Ahilik teşkilatı içinde oluşturulan düzen eşitlik, adalet, demokrasi gibi değerlerden beslenmiş ve günümüze model olmuştur. Ahilik teşkilatına dair günümüze model olabilecek bir diğer önemli unsur bu yapı içinde kurulmuş olan Bacıyân-ı Rum (Anadolu Bacıları) teşkilatıdır. Bacıyân-ı Rum Ahilik teşkilatının kadın kolları olmasının dışında dünyadaki ilk kadın sivil toplum örgütüdür. Bacıyân-ı Rum bütünüyle Ahilik ilkelerine göre erkeklerle aynı şekilde çalışmaktaydı. Bu nedenledir ki Bacıyân-ı Rum, kadınların toplumsal hayata nasıl dahil olması gerektiğine ilişkin önemli bir örnek, simge oluşturmuşlardır. Bu kitapta, Bacıyân-ı Rum teşkilatının kurucusu olan Fatma Bacı'nın ve teşkilat yapısının tanıtılarak Türk kadının tarihteki yerinin ve sağlamış olduğu toplumsal faydaların bir kez daha hatırlatılması hedeflenmiştir.
    95,00 ₺
  2. KAFKAS İSLAM ORDUSU -YİTİK NESLİN HİKAYESİ-

    Başta Osmanlı ve Azerbaycan Türkü olmak üzere muhtelif İslam ülkelerinden derlenerek kurulan Kafkas İslam Ordusu, Osmanlı Devleti’nin Azerbaycan’daki kardeşlerimizin korunması amacıyla oluşturduğu askerî bir güçtür. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın komutasındaki bu düzenli ordu sayesinde, Azerbaycan’ın başşehri Bakü’nün kurtarılması ve 15 Eylül 1918 tarihinde bağımsız Azerbaycan Devleti’nin kurulması sağlanmıştır. Usta ve tecrübeli gazeteci Abdulhamit Avşar, Kafkas İslam Ordusu -Yitik Neslin Hikâyesi- kitabında, görev almış ve kahramanca savaşmış askerlerin hayatta olan birinci derecedeki yakınlarıyla görüştü, hatıralarını tespit etti. Önemli bir sözlü tarih araştırması olan bu eseri okuduğunuzda Ruslara karşı savaşan bu ordu neferlerinin ve komutanlarının vatan uğruna ve hürriyet adına nasıl cansiperane mücadele ettiklerini hüzünle görüyorsunuz. Yüzyıl önce yaşanmış gerçek olaylar, günümüze daha geniş ufukla bakmamızı ve değerlendirme yapmamızı sağlıyor. Başta Osmanlı ve Azerbaycan Türkü olmak üzere muhtelif İslam ülkelerinden derlenerek kurulan Kafkas İslam Ordusu, Osmanlı Devleti’nin Azerbaycan’daki kardeşlerimizin korunması amacıyla oluşturduğu askerî bir güçtür. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın komutasındaki bu düzenli ordu sayesinde, Azerbaycan’ın başşehri Bakü’nün kurtarılması ve 15 Eylül 1918 tarihinde bağımsız Azerbaycan Devleti’nin kurulması sağlanmıştır. Usta ve tecrübeli gazeteci Abdulhamit Avşar, Kafkas İslam Ordusu -Yitik Neslin Hikâyesi- kitabında, görev almış ve kahramanca savaşmış askerlerin hayatta olan birinci derecedeki yakınlarıyla görüştü, hatıralarını tespit etti. Önemli bir sözlü tarih araştırması olan bu eseri okuduğunuzda Ruslara karşı savaşan bu ordu neferlerinin ve komutanlarının vatan uğruna ve hürriyet adına nasıl cansiperane mücadele ettiklerini hüzünle görüyorsunuz. Yüzyıl önce yaşanmış gerçek olaylar, günümüze daha geniş ufukla bakmamızı ve değerlendirme yapmamızı sağlıyor.
    165,00 ₺
  3. AHİLİK

    Ahilik, Müslüman Türk toplumunun kültürel, sosyal ve ekonomik hayatında önemli rol oynamış, günümüzün ifadesiyle sivil toplum kuruluşu olarak ortaya çıkmış bir esnaf teşkilâtıdır. Toplumun bütün kesimlerinde etkisini hissettiren bu kuruluş, insanımızın birliğini, dirliğini ve gücünü perçinlemiştir. Tasavvuf büyüklerinden Ahî Evran'ın kurucusu olduğu Ahilik, yüzyıllar öncesinden günümüze ışık tutan bir kurum olarak bugün daha çok ihtiyaç duyduğumuz beraberlik ruhunu, yardımlaşma, güven, şefkat, saygı ve sevgi kavramlarını öne çıkaran sağlam bir yapı olarak göz doldurmuştur. Bugün küreselleşmenin neticesi olarak toplumumuzda oluşan problemlerden hareketle kendi özümüze uygun yeni çözümler arama ihtiyacı gündeme gelmiştir. 'İdeal toplum'un ruhunu yansıtan Ahilik kurumunun daha iyi bilinmesi, tanıtılması ve günümüzde de yaşatılması, kardeşlik odaklı anlayışın yaygınlaşmasını sağlayacaktır.
    210,00 ₺
  4. YAVUZ SULTAN SELİM

    Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin en kudretli, geniş ufuklu ve büyük padişahlarındandır. Onun kısa zamanda yaptığı işler, kazandığı zaferler ve elde ettiği başarılar, olağanüstü derecededir. Dedesi Fatih Sultan Mehmed gibi âlimlere çok büyük saygı gösteren ve gece gündüz kitap okuyup bilgisini arttıran Yavuz, sanatkâr yönüyle de temayüz etmiş, hafızalarda yer eden şiirlere imza atmıştır. Yavuz, Anadolu’da huzur ve birliği sağlamasıyla, Çaldıran ve Ridaniye zaferleriyle, Güneydoğu illerini Osmanlı’ya bağlamasıyla, Arap İslâm ülkelerini imparatorluk topraklarına katmasıyla Suriye ve Mısır topraklarını fethetmesiyle bir cihan padişahı olduğunu göstermiştir. 50 yıllık kısa ömründe 8 yıl saltanat süren, padişahlığı döneminde Devlet-i Âliye’yi şahlandıran ve Osmanlı’ya “İslâm dünyasının liderliği”ni kazandıran Yavuz’un hayatını Talip Arışahin’in kaleminden okuyacaksınız. Yazar bu eserinde, Yavuz’un doğumundan başlayarak çocukluğunu, delikanlılık yıllarını, aldığı eğitimi, hocalarını, şehzadelik dönemini, fizikî ve ruhî portresi ile birlikte sağlam kişiliğini anlatıyor. İsyanların üstüne gidip püskürten, ayaklanmaları bastıran, fitne odaklarının faaliyetlerini kudretli şahsiyetiyle durduran Yavuz’un, Osmanlı’ya ka-zandırdığı ‘Halifelik’ müessesesine verdiği büyük değer “Hâdim’ül Haremeyn” ifadesiyle kendisini buluyor.
    105,00 ₺
  5. TÜRK İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ

    Türklerin, Müslüman olmalarından itibaren, daha önce bu dine giren milletlerin samimi gayretleriyle gerçekleşmiş olan fetihler sayesinde kendilerini, İslâm’ın açıldığı geniş bir coğrafyada bulmuş olmaları dikkat çekicidir. Zira bilindiği üzere Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra, İslâm öncesi döneme ait kültürel, medenî, sosyal birikim ve bazı değerleri, İslâmî değerler ile mezcetmek suretiyle yeni bir tarih, kültür ve medeniyet inşa sürecine girmişlerdir. Bu süreçte Türkler, yeni bir ruh, yeni bir kimlik ve dinamizmle kurdukları yeni devletler vasıtası ile dünyaya açılıp aşk ile imanı, insaf ile adâleti, müsamaha ile aklı mantığı bütünleştirip, bilgiye ve ilmî araştırmaya değer vererek tarih sahnesinde yapıcı ve hamleci bir rol üstlenmişler ve dolayısıyla cihanşümul bir medeniyetin parçası olmayı başarabilmişlerdir. Bu mütevazı eser, İslâm’ı kabulle birlikte İslâm medeniyeti dairesine girmiş olan Türklerin; hem bu medeniyet dairesindeki yerlerini, hem de diğer milletlere ve toplumlara hizmet amacıyla ortaya koydukları müessese ve sosyal kurumları, -kısmen de olsa- örneklerle ele alıp, genç kuşaklara ve okuyuculara aktarmak amacını hedeflemiştir.
    165,00 ₺
  6. OSMANLI COĞRAFYASINDA İSTİHBARAT TEŞKİLATLARI

    Üç kıtada 6 asır hâkimiyetini sürdürmüş olan Osmanlı’nın dağılıp parçalanması, İslam beldelerinin küçük devletçiklere bölünmesi ve sömürgeleştirilmesi için, Haçlı ve Siyonist örgütler 150 yıl öncesinden istihbarat savaşları başlatmışlardı. Bu araştırmada;

      • Sultan Abdülhamid’in “Yıldız İstihbarat Teşkilatı”,
      • Teşkilatı Mahsusa’nın, operasyonları ve fedaileri,
      • Nili, Bilu, Gideon, Haşumer vb. İngiliz işgali öncesi Siyonist örgütleri,
      • Haganah, Irgun, Stern vb. işgal sonrası Siyonist örgütleri,
      • İngiliz İstihbarat Örgütü Intelligence Servisine bağlı Arap Bürosu casusları ve faaliyetleri,
      • Çok bilinen casus Lawrence ve Gertrude Bell’in yanısıra

    Aubrey Herbert, Charles Noel, Irvine Shakespear gibi adı pek bilinmeyen İngiliz casuslarının hikâyeleri incelenmiştir.
    Yüz yıl önceki bu casusların hayatlarını ve entrikalarını okurken, günümüzde de benzer oyunların oynanmakta olduğunu hayretle ve ibretle göreceksiniz.

    100,00 ₺
  7. YAŞAMAK ÖDEV YAŞATMAK İBADET (SELÇUKLU VE OSMANLI'NIN İNSANİ YÖNETİM İLKESİ)

    624 yıl ayakta duran Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi, Hocası Şeyh Edebâ-li’nin “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın” buyruğunu benimsemiş, esas almış ve bu anla-yışla hareket etmiştir. Ecdadımızın üç kıtada adaletle hükümran olmasının temelinde, insana sevgiyle bakan, şefkatle yaklaşan ve merhametle muamele eden bu hassasiyeti müşahade ediyoruz. “Yaşamak ödev, yaşatmak ibadet” anlayışı, sadece Fatih Sultan Mehmed’in parolası olmamış, ondan önceki Osmanlı padişahların-da, Selçuklu sultanlarında ve Müslüman Türk hakanlarında da biricik prensip kabul edilmiş ve bu ilkeye sımsıkı bağlı kalınmıştır. Derviş Yunus’un ulu ifadesiyle, “Yaradılan Yara-dan’dan ötürü hoş görülmüş” ve elbette hoş tutulmuştur. Bugün Türkiye, bu insanî anlayışın biricik mirasçısı olarak yine yeryüzündeki bütün mazlumların, mağdurların ve masumların ümit beslediği neredeyse biricik ülke. Kırım’dan Bosna’ya, Kerkük’ten Suriye’ye, Doğu Tür-kistan’dan Arakan’a kadar zulme uğrayan herkes, yönünü Türkiye’ye çeviriyor. Çünkü bu topraklarda, ‘yaşatmanın ibadet’ olduğuna inanan insanların yaşadıklarını biliyorlar.
    120,00 ₺
  8. EGE'NİN EFELERİ

    “Ben, Adnan Menderes!... Yunan mezalimine karşı Ethem, ben ve Üsteğmen Selami Bey bir çete kurduk. Adı: Ay-Yıldız Çetesi... Bizler silâhlanıp pusatlanınca yiğit köylüler ve gençler de aramıza katıldılar. Böylece yurdu savunmak için başlamış ilk millî hareketlere biz de katıldık. Nehrin üst tarafında Demirci Mehmet Efe vardı. Bizim yanda ise Yörük Ali Efe silâhlanmıştı. İşte bu efelerle birlikte sık sık baskınlara katıldık, Yunan’ı perişan ettik. Daha sonraları Yarbay Osman Bey kumandasında düşmana karşı epey savaştık. Ceketimin iç cebinde İstiklâl Madalyam duruyor. Gösterdiğim kahramanlık ve sağladığım yararlar için Kurtuluş Savaşında kazandığım madalyam...Tam kalbimin üstünde duruyor... Karşıda ip...” Ege’nin Efeleri Kurtuluş Savaşı’nda Yunan’a kök söktürmüş çatal yürekli kahramanlardır. Efeler zulme karşı çıkar, halkı koruyup kollar, vakar sahibi, saygıdeğer, hem de güvenilir bilinir. O yüzden de çok sevilir ve adlarına çokça türküler yakılır. Millet olarak değerlerini yeni yeni keşfettiğimiz, hayatlarından, fikirlerinden ve ideallerinden ibret aldığımız Ege’nin Efeleri bu kitapta buluşuyor.
    75,00 ₺
  9. ABDÜLHAMİD'İN KALKINMA HAMLESİ (MODERN TÜRKİYE'NİN GİZLİ MİMARI)

    II. Abdülhamid Han, olağanüstü kalkınma hamleleriyle, Osmanlı’nın en zayıf anında dünyada söz sahibi olmasını sağlamıştı. Dünyadaki ilk torpido atan denizaltı, zırhlı gemiler, savunma sanayii gibi askerî alandaki hamleleri; Ticaret ve Sanayi Odası, Ziraat Bankası gibi ticaret hamleleri, hastaneler ve tıp fakülteleri gibi sağlık alanındaki hamleleri unutulmaz. Demiryolu, telgraf ve telsiz istasyonları gibi ulaşım ve haberleşme hamleleri, binlerce okul ve üniversite ile çağa uygun eğitim ve kültür hamleleri; iplik, kâğıt, çimento, cam ve silah fabrikaları gibi sanayi hamleleri; elektrik ve hava gazı gibi enerji hamleleri onun gerçekleştirdiği kalkınma hamlelerinden yalnızca birkaçıdır. Osmanlı II. Abdülhamid döneminde ekonomide önemli büyüme gerçekleştirmiş ve dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerin ilk 10’unda yer almayı başarmıştı. Onun kurduğu kurumlar bugünkü cumhuriyetin temellerini teşkil etmişti. O Türkiye Cumhuriyeti’nin gizli mimarlarından biriydi. Eğer durdurulmasaydı tüp geçit projesi ve Boğaz köprüsü çoktan yapılmış olacak, haritalarını çıkarttığı petrol yataklarından enerji fışkıracak, Türkiye’yi dünya liginde en ön sıralara taşıyacaktı. İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee’nin Osmanlı ile ilgili olarak şu müthiş tespiti manidardır: “Osmanlı yıkılmış bir devlet değil, durdurulmuş bir medeniyettir. Önündeki tarihî engeller kaldırılırsa, durdurulduğu yerden yürüyüşüne devam edecektir.”
    125,00 ₺

   

9 Kayıt