Sepet0Item(s)

Sepetinizde hiç ürün yok.

Product was successfully added to your shopping cart.

Tarih

   

Ürünler 1 - 10 / Toplam 35

  1. 1
  2. 2
  3. 3
  4. 4
  1. TİYATRO ESERLERİM

    Bizde gelenekli Türk tiyatrosu, “Kukla”, “Meddah”, “Karagöz ve Hacivat” ile “Ortaoyunu” sayesinde gelişmiş ve asırlar boyunca halkımızın büyük ilgisiyle karşılaşmıştır. Modern Türk tiyatrosunda ilk Türkçe oyun, İbrahim Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir ve 1860 yılında yayınlanmıştır. Demek ki bu türün bizde yaklaşık 160 yıllık bir geçmişi vardır. “Yerli ve milli tiyatro” alanında geçmişten beri kıymetli oyunlar kaleme alan pek çok yazarımız vardır. Türkiye’de son 40 yıldan beri bu sahada emek verenlerin başında Üstün İnanç geliyor. Usta romancımız, tiyatro alanında da öncülük yapmış ve seçkin eserlere imza atmıştır. Mihrabad Yayınları, yazarımızın sahnelendiğinde büyük alaka gören “Göksultan” , “Makedonya Gamzesi”, “Bir Gül Koşusu”, “İbrahim Müteferrika” ve “Cancağızım”ı okuyucularına birlikte sunuyor. Ayrıca yazarımızın “Celaleddin Harizmşâh” ile “Kınalı Kuzular” adlı senaryoları da takdim ediliyor.
    165,00 ₺
  2. KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYUBİ (ARSLAN YÜREKLİ RİCHARD'A KARŞI)

    Bugünü anlayabilmek için dünü bilmek gerek. Bugün Ortadoğu kaynıyor, Kudüs gündemden düşmüyor. Çünkü Kudüs'e hâkim olan bir bakıma bölgeye de egemen olur. Bunun şuurunda olan İslam kahramanı Selahaddin Eyyubî, bundan tam 830 yıl önce Kudüs'ü Haçlıların elinden kurtarıncaya ve İslam topraklarına katıncaya kadar yememiş, içmemiş ve gece gündüz bu fetih rüyasını görmüştür. Büyük Sultan kalabalık Haçlı ordularını 1187 tarihinde mağlup etmiş ve Kudüs-ü Şerif'i işgalcilerin elinden kurtarmıştır. Bu fetih Selahaddin Eyyubî'nin Müslümanlara en büyük hediyesi olmuştur.
    150,00 ₺
  3. AŞKIMI TAŞLA YAZDIM

    Aydınımıza irfan birikimini kazandıran en önemli faktörlerinden birisi, geçmişimizdeki mirasımızdır. Tarihimiz bu bakımdan onurla anacağımız malzemeyle doludur. Ne var ki, bizler hep ileriye baktığımız için geçmişteki çabaları ve fedakârlıklarıyla bizim geleceğimizi hazırlayan insanları yeteri kadar anlayamadık. Bu, ilahiyattan edebiyata, sosyolojiden mimariye, tıptan astronomiye kadar her alanda böyle bir talihsiz örtü altında tutulmuştur. Artık, geçmişin zengin birikimi olmadan önümüzü açmamızın zor olacağını kavradığımız bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu noktada, dikkate alacağımız isimler elbette sayılamayacak kadar çoktur. Bu dikkat noktası içerisinde mimariye baktığımız zaman, bizim üzerinde durmamız gereken en önemli isimlerden birisi kuşkusuz Mimar Sinan’dır. Bir Anadolu çocuğunun, devşirme yoluyla Saray’a intikaliyle ülkeye kazandırdığının fotoğrafını irdelemek gerekiyorsa, Sinan’ın hayatına gizlenen ayrıntıları kavramak icap edecektir. 50 yaşında ‘Ser Mimarânı Hassa’, yani bugünkü diliyle; ‘Osmanlı Devleti’nin Başmimarı’ olmuşsa, bu cevherin mayalandığı kaynağı ve onun yoğrulduğu hamuru, pişirildiği fırını çok iyi bilmemizde büyük fayda vardır. Elinizdeki bu çalışma, Sinan’ın toprağından bir Yazar’ın, Muhsin İlyas Subaşı’nın çok uzun ve yorucu bir araştırma ve eserlerini inceleme çabasından sonra, Sinan’la ilgili diğer iki kitabındaki birikimin burada roman üslubuyla anlatılan seçkin bir ürünüdür.
    165,00 ₺
  4. AKSULTAN ABDÜLHAMİD (KIZILDAN BEYAZA)

    Batmış bir imparatorluğu bin bir zahmetle ve tek başına 33 yıl omuzunda taşıyan, öldüğü gün tabutunun peşi sıra, “Bize ekmeği on paraya yediren adam!” diye, halkının sitayişle övdüğü bir liderdi Abdülhamid. Fakat; ABD ile 1947 yılında yapılan ‘Fulbright Anlaşması’ sonucu, Milli Eğitimimiz ve kültür hayatımızı, tümüyle Emperyalizmin emrine teslim ettiğimizden itibaren onun adı okul kitaplarımızda “Kızıl Sultan” olarak anılmaya başlandı. Ancak; Toplumsal huzurun namusunu, kendini halkın fikir işçisi gören, “kişisel çıkardan” arınmış, özüne sadık gerçek aydınlarımız çoğalınca da; onu kızıldan gri renge çevirdik. Şimdi; Aksultan Abdülhamid’in üstündeki gri rengi beyaza dönüştürmek bu kitabı okuyanlara düşüyor!
    150,00 ₺
  5. KUT'ÜL AMARE (OSMANLI'NIN SON ZAFERİ)

    Kut’ül Amare Zaferi, 13.300 İngiliz asker ve komutanının Osmanlı ordusuna kayıtsız şartsız teslim olduğu büyük bir destandır. Bu zafer, Osmanlı ordusunu destekleyen Arap milislerin de katkısıyla kazanılmıştır. İngilizlerin dünyaya rezil olduğu bu savaş, Osmanlı’ya karşı Çanakkale Destanı’ndan sonra kaybettiği ikinci büyük mağlubiyettir. İngiltere, etki altına aldığı bütün ülkelerde bu zaferi tarih kitaplarından sildirmiş ve unutturmaya çalışmıştır. Osmanlı, Halifelik sancağı altında İttihad-ı İslam’ı (İslam Birliği) tesis etmiş ve Müslümanların dünyadaki zalim devletlere karşı güçlenip başarı kazanmasını sağlamıştır. Kut’ül Amare, farklı ırklara ve kültürlere sahip olmasına rağmen İslam ümmetinin birleştiği ve İngilizlere karşı zafer anıtını diktiği bir tarihî harptir. Bugün de büyük acılar çeken ve Haçlı saldırılarına her zaman muhatap olan Müslümanların kurtuluşu, bu birlik ve beraberlik ruhundadır. Dolayısıyla bu dayanışmanın ve ittihadın ne kadar önemli olduğunu Kut’ül Amare Zaferi çarpıcı bir şekilde bize göstermektedir. Kitapta, bu savaşa katılan üst düzey askerlerin hatırat ve günlüklerinden yararlanılmıştır. Eser, devlet arşivlerinden ve Genelkurmay Başkanlığı Arşivi’nden edinilen bilgi, belge, resim ve haritalarla zenginleştirilmiştir.
    125,00 ₺
  6. ALPARSLAN ve MALAZGİRT ZAFERİ

    Selçuk Beg, Yengikent’ten kalkıp batıya doğru at sürdü. Dağları aştı, nehirleri geçti. Yurt tutabilmek için at üstünde yalınkılıç savaştı. Torunları Çağrı Beg ile Tuğrul Beg, onun hayalini gerçekleştirerek Selçuklu Devleti’ni kurdular. Ar­tık Oğuzlar doğuda güçlü bir Türk devletinin temellerini atmışlardı. Çağrı Beg’in oğlu Alparslan da atalarının yolundan giderek İslam’ın ve Türklüğün bayrağını daha ileriye ta­şımak için ant içti, İ’la-yı Kelimetullah için bütün gücüyle çalıştı. Bizans’ın mağrur hükümdarı Romenos Diogenes’i Malazgirt’te mağlup etti. Anadolu’nun kapılarını Türklere ve Müslümanlara açtı. Böylece Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasının temelleri atıldı. Bu kitapta, Büyük Selçuklu Hakanı Alpars­lan’ın Malazgirt Ovası’nda yazdığı destan ve olağanüstü zafer anlatılıyor. Anadolu’yu yurt tutan cihangir orduların kökleşmesini dile getirilirken, Horasan erenlerinin bu top­raklarda ektikleri tohumlarla yeşeren manevi fütuhat için gösterdikleri üstün gayrete de dikkat çekiliyor.
    150,00 ₺
  7. ENDÜLÜS FATİHLERİ -TARIK BİN ZİYAD-

    Ortaçağ Avrupası'na ilim, sanat ve medeniyeti öğreten Endülüslü Müslümanlar, ne yazık ki aralarındaki kardeşliği unuttular. İslam'ın açıkça yasakladığı kavim asabiyeti yüzünden devamlı birbirleriyle kavga ettiler. Endülüs'te isyanlar ve darbeler asırlar boyunca fırsat kollayan düşmana davetiye çıkardı. Son Beni Ahmer Sultanı Ebu Abdullah, şehri Katolik krallara teslim edip Gırnata'dan ayrılırken, Büşşerât'a giden yol üzerindeki son dönemeçte Gözyaşı Tepesi'nden geriye dönüp Elhamra'ya bakarak ağlamaya başlamıştı. Bunu gören annesi Ayşe Sultan ise ona: "Erkekler gibi savunamadığın ülken için şimdi kadınlar gibi ağla!" demişti. Bu eser, Müslümanların sekiz asır süren medeniyetlerinin taht kavgaları yüzünden sona erişinin hazin hikâyesini dile getirmekte; bu arada askerî ve siyasi zafiyete rağmen, Endülüs'te ortaya konan sanat ve mimarideki mükemmel eserleri de tanıtmaktadır. Elbette bu mimari eserlerin en önemlisi "Endülüs'ün son kalesi" Elhamra'dır. Bu muhteşem kale-sarayın nakışları arasında belki binlerce defa tekrar edilen bir ibare, yegâne galip olanın sadece Allah olduğunu bütün dünyaya haykırmaktadır: Velâ Galibe İllallah
    125,00 ₺
  8. FETVA YOKUŞU

    Akademisyen kimliğinin yanı sıra romanları ve hikâyeleriyle de tanınan edebiyatçı Prof. Dr. Durali Yılmaz’ın sevilen romanı Fetva Yokuşu’nun beşinci baskısı, Mihrabad Yayınları tarafından yapıldı. Roman, yeni mizanpajı ve kapağıyla okuyucularını selamlıyor. Adını Süleymaniye’deki Fetvahane’nin değişiminden alan Fetva Yokuşu romanının başkahramanı, idam cezasına çarptırılan yeniçerilerin infazında kullanılmak üzere 16. yüzyılda yaptırılan meşhur “Cellat Taşı”dır. İnsanların günlük hayatlarında karşılaştıkları dinî ve hukukî konularla sınırlı olmayan fetva müessesesi, devletin işleyişinde de temel bir meşruiyet kaynağıdır. Romanda bu kurumun değişimi ve dönüşümü ‘cellat taşı’nın şahitliğinde anlatılıyor. Konusunu tarihten alan Fetva Yokuşu, bir bakıma 16. yüzyıldan itibaren üç kıtaya hükmetmeye başlayan Yeniçeri Ocağı’nın da gayrı resmi tarihidir. Ordu-millet anlayışı üzerine kurulan Osmanlı’nın zamanla gerileyişi, Yeniçeri’nin bozulmasıyla başlar. Siyasete bulaştırılan askerin (Yeniçerilerin) toplumda meydana getirdiği dalgalanmalar ve huzursuzluklar, günümüze de ışık tutuyor. Okuyucu, kanlı darbe anlayışının sona erdiği günümüz Türkiye’sinde geçmişe bu anlamda ibretle bakıyor. Şiirli bir dili olan ve sürükleyici bir üsluba sahip bulunan Durali Yılmaz, başromanı diyebileceğimiz Fetva Yokuşu ile okuyucularına hem zevkli bir tarih yolculuğu yaptırıyor, hem de bazı müesseselerin zamanla nasıl aşındığına ve bozulduğuna dikkat çekiyor. Bu anlamda ibret ve dikkatle okunması gereken önemli bir eserdir Fetva Yokuşu. Romanseverlerin başucu kitabı olacağı ise muhakkak.
    100,00 ₺
  9. ÖMER BİN ABDÜLAZİZ

    İslam’ın getirdiği yeni ruh ve dinamizmi Yüce Peygamberimiz hayata geçirmiş ve bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olan tebliğiyle bu görevini sonsuza kadar bir iman emaneti olarak bizlere bırakmıştır. Kendisinden sonra hizmeti üstlenen Dört Halife, bu kutsal emaneti hakkıyla ifa etmişlerdir. İslam’ın ilk asrında Dört Halife’den sonra gelen Emeviler başta Peygamber Efendimizin reyhanları Hz. Hasan ve Hüseyin olmak üzere pek çok Müslümana tarif olunamaz zulümler yaşatmışlardır. Böyle bir zulüm karanlığında hikmet-i ilahi tecelli etmiş, İslam’ın nurunu ve adaletini yeniden tesis eden Ömer bin Abdulaziz halife olmuştur. İslam tarihinde kendisinden haklı olarak ‘5. Halife’ ya da ‘2.Ömer’, olarak söz edilmesinin ana sebebi; onun Kur’an ve sünnete uygun adaletli idareyi yeniden tesis etmesidir. Elinizdeki bu eser; İslam’ın siyasal entrikaların kirli çarkından çıkarılarak geleceğe taşınmasına büyük katkı sağlayan bu Aziz İnsanın kısa halifelik döneminde çok büyük işleri başarmış olmasının romanıdır.
    130,00 ₺
  10. YÜZYILLIK HASRET KUDÜS 1917

    Neden “Kudüs 1917”? Çünkü Kudüs ve Mescidi Aksa, Fahri Kâinat Efendimizin (s.a.v.) Mi’raca yükseldiği yerdir. Müslümanların ilk kıblesidir. Hz. Ömer’in (r.a.) fethiyle, bütün Müslümanlara emanet edilen mukaddes beldemizdir. Kudüs Yılı ilan edilen 2017 neden önemlidir? Çünkü: Hz. Ömer’in gönderdiği İslam Orduları Başkumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın, 637’de Kudüs’ü fethetmesinin 1380. yılı, Kudüs Fatihi Sultan Selahaddin Eyyubi’nin, 1187’de şehri Haçlılardan kurtarmasının 830. yılı, İlk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim Hanın, 1517’de Kudüs’ü Osmanlı idaresi altına almasının 500. yılı, İngilizlerin Birinci Dünya Savaşında 9 Aralık 1917’de, Kudüs’ü işgal etmelerinin 100. yılı, İsrail’in 7 Haziran 1967’de, Kudüs’ün tamamını işgal ederek başşehir ilan etmesinin ise 50. yılıdır. 100 yıl önce “kaybolan mukaddes topraklar” elimizden nasıl çıktı, kimler kapalı kapılar ardında hangi anlaşmaları yaptı, hangi casusluk örgütleri bu savaşın sonucuna önemli etkide bulundu, hangi kumandanlar kahramanca savaştı, hangileri cephelerde bozguna sebep oldu? Bütün bu soruların cevabını Kudüs 1917 kitabında bulacaksınız. Gerçek tarihî olaylar içinde isimsiz kahramanların fedakârlıklarını ve Gazze-Kudüs-Filistin cephesinin akıl almaz sıkıntı ve zorluklarını öğrenecek ve kahraman ecdadımızı rahmetle anacaksınız.
    150,00 ₺

   

Ürünler 1 - 10 / Toplam 35

  1. 1
  2. 2
  3. 3
  4. 4