Kültür Kitapları

Yüce dinimiz İslâm'ı doğru öğrenip iyi kavrayan kimse, şüphesiz iyi de uygulayabilir. Bu açıdan doğru bilgi çok önemlidir. Her Müslüman, sorumluluklarını yerine getirebilmek ve Allah'ın rızasını kazanabilmek için islâm dininin hükümlerini yeterince ve doğru bir şekilde öğrenmek zorundadır. O hâlde her insanın anlayabileceği sadelikte dinimizi anlatan eserlere ihtiyaç vardır. İşte bu ihtiyaca cevap verebilmek için Pratik İslâm İlmihali kitabını hazırladım. Kitapta herkesin anlayaçağı bir dil kullanmaya çalıştım Hanefi mezhebinin tercih edilen görüşlerine uygun olmasına dikkat ettim. Farklı anlayışları almadım. Sadece nadir durumlarda ihtiyaca göre diğer mezheplerin görüşlerine de işaret ettim. Pratik İslâm İlmihâli kitabının hayırlı hizmetlere ve Yüce Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olmasını dilerim. Mehmet Doğru

Rüya, sembollerle görülmektedir. Her varlık ve olay, rüyada bir sembolle ifade edildiğinden rüyaların yorumu, bu sembollere göre yapılmaktadır. Rüyası tabir edilecek kimsenin din bakımından güvenilir, özü-sözü doğru, imanlı bir kişi olması; tabircinin ise, rüya sahibinin özel hayatına ait birçok şeyi bilmesi ve rüya tabiri konusunda tecrübesi olması gerekir. Çünkü rüya ile rüyayı gören kişi arasında özel bir ilgi vardır. Aynı rüya farklı kişiliklerdeki insanlar için başka başka anlamlara gelebilir. Meselâ “rüyada beyaz ata binmek” fakir biri için “mala ve servete kavuşmak” olarak, genç bir kız için “evlenmek” şeklinde ve bir şehzâde için ise “padişah olacağıyla” yorumlanabilir... Elinizdeki kitap, rüyalarınızın yorumları konusunda size yardımcı olacak şekilde hazırlanmıştır. Bu kitabı hazırlarken bütün muteber kaynaklardan yararlanılmıştır. Damla Yayınevi, rüya tabiri konusunda siz değerli okurlara yararlı bir ansiklopedi sunmakla mutludur. Sizin de mutlu rüyalar görmeniz dileklerimizle...

İbadetler, bizi Rabbimizin rızasına ulaştırmakla birlikte hayata da bağlar. Sosyal bağlar pekiştirir. ibadetlerimizden namaz, oruç, zekât ve haccı hepimiz biliriz. Ancak yine farz olan cihad ibadetini pek bilmeyiz. Çoğunlukla da yanlış biliriz. Hâlbuki islâm ümmetinin bekası, cihad ruhunun bütün Müslümanlarda var olmasına bağlıdır. Cihad, hem birey olarak Müslümanın dünya ve ahiretle kurtuluşunu sağlar, hem de ümmetin. işte bu sebeple Yüce Allah’ın hükmü en üstün ve egemen olsun diye gösterilecek büyük çabayı (îlayi kelimetullah) cihad ibadeti bu kitapta anlatılıyor. Sayfa : 72 Ebat : 12 x 16.5 Kâğıt : 1. Hamur Kâğıt

Duaları kabul olan, Allah'ın sevdiği bir kul alabilmek ne güzel bir fazilet, ne yüce bir mertebedir. Bu mertebede değilsek, dualarımız kabul olmuyorsa, herhâlde bunun nedenini kendimizde aramamız gerekiyor. Zira "Dua edin! Kabul edeyim" buyuran yüce Allah (CC), vaadinden asla dönmeyeceğine göre dualarımızın kabul olunmayışının sorumluluğu bizde demektir. Bu durumda Kendi Kendimizi sorgulamamız gerekiyor: Acaba dualarımızın kabul olunmasına engel olan bir eksiğimiz, nasıl bir yanlışımız vardır? Bu kitapçıkta bu soruların İslamî deliller ve belgeler ışığında cevaplarını bulacaksınız.

Bu sözlük, genel dinî terimler yanında, özel olarak dinler tarihinde kullanılan terimlerin derlenmesiyle vücut bulmuş, “terminolojik” bir kitaptır. Bu açıdan yalnız dinler tarihçilerine değil, sosyal bilimlere ilgi duyanlara da hitap etmek gayesiyle kaleme alınmıştır. Yaklaşık on beş yıllık çalışmanın ürünü olan bu Dinler ve İnançlar Terminolojisi, ülkemizde kendi alanındaki arketip eserlerden biridir. 19.5 x 13.5 cm ebadında, avrupa kitap kağıda basılmış, 416 sayfa, renkli karton kapak.

Bütün hayırların başı, evrenlerin yaratıcısı Cenab-ı Hakk?ı bilmektir. Allah?ı bilmek yani marifetullah, ancak Allah?ın isim ve sıfatlarını öğrenmekle olur. İşte Esmâ-i Hüsnâ?yı öğrenmekle Allah bilgisi kazanılır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bir gönüle bu tohumdan düşerse filizlenir. Bu filizden şevk ve muhabbet ağacı meydana gelir. Bu ağacın meyveleri, insanın kalbinde, ruhunda, elinde, ayağında, gözünde, kulağında ve bütün organlarında belirir, olgunlaşır. Bu meyveler, kısaca: ?Yaratana itaat; yaratılmışlara şefkat? şeklinde ortaya çıkar. Böylece insan güzel huylarla bezenir, kötü huylardan uzaklaşır. Bu kitabımızda, Esmâ-i Hüsnâ?yı açıklamaya çalıştık. Peygamber Efendimiz?in: ?Allah Teâlâ?nın doksan dokuz ismi vardır. Bunları kim sayarsa cennete girer.? buyruğundaki bahtiyarlardan olabilmek için pratik kolaylıklar sağlamak istedik. Esmâ-i Hüsnâ?yı cepte taşınabilecek selefon kaplı kartlara basılmış olarak kitapla birlikte sizlere sunduk. Bu vesile ile Marifetullah?a bir yol açabilmişsek, şirk, inkâr ve şüphe bulutlarını gönüllerden uzaklaştırmaya yardımcı olabilmişsek kendimizi bahtiyar hissedeceğiz. 12 x 16 cm. ebadında, 1. hamur, 32 sayfadır.

Amaçları macera yaşamak ya da eğlenmek değildi. Onlar İrus'tan ayrılırken, yaşayabilecekleri yeni bir gezegen bulabilme heyecanıyla doluydu. İrus 8011 Uzay Gemisi amacına ulaşabilecek miydi? Kaptan Aka, zeki ve yetenekli ekibiyle bu zorlu süreçten geçebilecek miydi? Uzay gemisindeki topluluklar birbirleriyle anlaşabilecekler miydi? Ekosistem bahçesi, uzay gemisinin tüm ihtiyacını karşılayabilecek miydi? Yaşanan şok dalgası onları nereye sürükleyecekti? Peki ya bu yolculuğun sonuçları onları nasıl etkileyecekti? Farklı gezegenlerde yaşarken zorlu maceraların ardından bir araya gelen bu insanlar yaşayabilecekleri yeni bir yer bulabilecekler miydi? Ay'ın Karanlık Yüzündeki İrus Uygarlığı, okurken size farklı dünyalara götürecek, âdeta sizi gezegenler arasında bir yolculuğa ve inanılmaz keşiflere sürükleyecek... TÜR / TEMA: • Bilim Kurgu - Teknoloji, Robot, Uzay, Macera ETİKETLER: • Bilim, Teknoloji, Gelecek, Uzay, Uzay Üstü, Gezegen, İmparatorluk, Uzayda Yaşam, İnsan İlişkileri, Bencillik, Hırs, Yardımlaşma, İnsanlık, Robot

Halk ozanları Anadolu’yu, Tebrizi, Semerkant’ı, Urum ellerini, Çin’i, Maçin’i köşe bucak gezer, kültür aktarımında bulunurlardı. Sınır boylarındaki güzel haberler, dere boylarından sel felaketleri, orman köylerinden yangınlar, salgın hastalıklar, kırgınlar, zulümler, toylar, düğünler ozanlardan sorulur; destanlar birer tarih vesikası gibi elden ele dolaşırdı. Milletleri millet yapan unsurlardan biri kültür ise, halk ozanları kültürü taşıyan kervan idiler. Halkın ahvali, memleketin hâli onlardan sorulur, bağlamanın telinden duyulurdu. Bağlamanın Telinden Ozanların Dilinden Anadolu, âşıkların sazlarından duyulanları sizinle paylaşmak için yazıldı. Gelin, birlikte âşıkların sözüyle hemdem olalım.

GÜL SERGİSİ ALBÜMÜ Türk İslâm Sanatında lâle, İsm-i Celâli gül ise Peygamber Efendimizi temsil eder. 11 Haziran 2002'de Cemal Reşit Rey Sergi Salonunda gül konulu gelenekli sanatlar sergisi açıldı. Bu kez de Muhammed isminin ebced hesâbı ile karşılığı olan 92 rakamı sergilenecek eserlerin sayısını belirledi. Gül sohbeti ve gül konseri ile meclis güllendi. Bu GÜL'lü güzelliği ile tertip eden Ali Paşa Kültür-Sanat Girişim Grubu: gül suyu, gül böreği, gül lokumu, gül şerbeti ve güllacı misafirlere gül yüzle ikrâm ettiler. Meraklıları ve sevenleri için bu serginin de bir albümü hazırlandı.

Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) şahsiyetinin incelikleri araştırıldığı zaman, O’nunla ilgili bize ulaşan bütün bilgileri hep ashabına borçlu olduğumuzu görürüz. Eğer ashab-ı kiram olmasaydı, İslam adına bugün elimizde, Kur’an-ı Kerim’den başka güvenilir hiçbir yazılı bilgi kaynağı bulunmazdı. Bu sebeple Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) en büyük mucizelerinden birincisi Kur’an-ı Kerim ise ikincisinin de “ashab” veya “sahabe” diye adlandırılan bir örnek nesil yetiştirmiş olduğu gerçeğidir. Kur’an-ı Kerim’de çeşitli vesilelerle övülen; tebcil, tebşir ve tezkiye edilen bu feyizli ve bereketli nesil; erkeği ve kadını ile büyüğü ve küçüğü ile genci ve ihtiyarı ile fakiri ve zengini ile topyekûn hepsi, Hazreti Peygamber adına sahip oldukları bilgileri, bıkmadan usanmadan, bir “ibadet vecdi” içinde anlatıp durmuşlardır. Öyle ki bugün elimizde bulunan “hadis külliyatı”nı, hep onların bu nezih gayretlerine borçluyuz. Hadis ve Sünnet tabirleri, hadis ilminin temel ıstılahlarının başında yer alır. Bunların kelime kökleri, lügat manaları, İslam öncesi ve sonrası kazandıkları nüanslar birbirinden farklı olmakla birlikte, zamanla her ikisinin birbiri yerinde kullanıldığı da olmuştur. Özellikle “hadis” tabiri, bir “ilmin adı” olarak daha da yaygın hâle gelmiştir. Her iki tabirin İslam öncesi Arap toplumundaki kullanılışları, İslam devrinde Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberin sözleri içindeki farklı manaları, muhtelif İslami ilimlerin disiplinleri arasında kazandığı nüansları ve kültürün farklı sahalarında aldığı incelikleri ana hatlarıyla eserde yer verilmeye çalışılmış. DEÜ İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yardım’ın hazırladığı Hadîs I-II; imam-hatip lisesi, ilâhiyat fakültesi öğrencileri ve hadis ile ilgilenen herkesin güvenle istifade edebileceği kaynak bir eserdir.