Kültür Kitapları

Bütün hayırların başı, evrenlerin yaratıcısı Cenab-ı Hakk?ı bilmektir. Allah?ı bilmek yani marifetullah, ancak Allah?ın isim ve sıfatlarını öğrenmekle olur. İşte Esmâ-i Hüsnâ?yı öğrenmekle Allah bilgisi kazanılır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bir gönüle bu tohumdan düşerse filizlenir. Bu filizden şevk ve muhabbet ağacı meydana gelir. Bu ağacın meyveleri, insanın kalbinde, ruhunda, elinde, ayağında, gözünde, kulağında ve bütün organlarında belirir, olgunlaşır. Bu meyveler, kısaca: ?Yaratana itaat; yaratılmışlara şefkat? şeklinde ortaya çıkar. Böylece insan güzel huylarla bezenir, kötü huylardan uzaklaşır. Bu kitabımızda, Esmâ-i Hüsnâ?yı açıklamaya çalıştık. Peygamber Efendimiz?in: ?Allah Teâlâ?nın doksan dokuz ismi vardır. Bunları kim sayarsa cennete girer.? buyruğundaki bahtiyarlardan olabilmek için pratik kolaylıklar sağlamak istedik. Esmâ-i Hüsnâ?yı cepte taşınabilecek selefon kaplı kartlara basılmış olarak kitapla birlikte sizlere sunduk. Bu vesile ile Marifetullah?a bir yol açabilmişsek, şirk, inkâr ve şüphe bulutlarını gönüllerden uzaklaştırmaya yardımcı olabilmişsek kendimizi bahtiyar hissedeceğiz. 12 x 16 cm. ebadında, 1. hamur, 32 sayfadır.

GÜL SERGİSİ ALBÜMÜ Türk İslâm Sanatında lâle, İsm-i Celâli gül ise Peygamber Efendimizi temsil eder. 11 Haziran 2002'de Cemal Reşit Rey Sergi Salonunda gül konulu gelenekli sanatlar sergisi açıldı. Bu kez de Muhammed isminin ebced hesâbı ile karşılığı olan 92 rakamı sergilenecek eserlerin sayısını belirledi. Gül sohbeti ve gül konseri ile meclis güllendi. Bu GÜL'lü güzelliği ile tertip eden Ali Paşa Kültür-Sanat Girişim Grubu: gül suyu, gül böreği, gül lokumu, gül şerbeti ve güllacı misafirlere gül yüzle ikrâm ettiler. Meraklıları ve sevenleri için bu serginin de bir albümü hazırlandı.

Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) şahsiyetinin incelikleri araştırıldığı zaman, O’nunla ilgili bize ulaşan bütün bilgileri hep ashabına borçlu olduğumuzu görürüz. Eğer ashab-ı kiram olmasaydı, İslam adına bugün elimizde, Kur’an-ı Kerim’den başka güvenilir hiçbir yazılı bilgi kaynağı bulunmazdı. Bu sebeple Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) en büyük mucizelerinden birincisi Kur’an-ı Kerim ise ikincisinin de “ashab” veya “sahabe” diye adlandırılan bir örnek nesil yetiştirmiş olduğu gerçeğidir. Kur’an-ı Kerim’de çeşitli vesilelerle övülen; tebcil, tebşir ve tezkiye edilen bu feyizli ve bereketli nesil; erkeği ve kadını ile büyüğü ve küçüğü ile genci ve ihtiyarı ile fakiri ve zengini ile topyekûn hepsi, Hazreti Peygamber adına sahip oldukları bilgileri, bıkmadan usanmadan, bir “ibadet vecdi” içinde anlatıp durmuşlardır. Öyle ki bugün elimizde bulunan “hadis külliyatı”nı, hep onların bu nezih gayretlerine borçluyuz. Hadis ve Sünnet tabirleri, hadis ilminin temel ıstılahlarının başında yer alır. Bunların kelime kökleri, lügat manaları, İslam öncesi ve sonrası kazandıkları nüanslar birbirinden farklı olmakla birlikte, zamanla her ikisinin birbiri yerinde kullanıldığı da olmuştur. Özellikle “hadis” tabiri, bir “ilmin adı” olarak daha da yaygın hâle gelmiştir. Her iki tabirin İslam öncesi Arap toplumundaki kullanılışları, İslam devrinde Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberin sözleri içindeki farklı manaları, muhtelif İslami ilimlerin disiplinleri arasında kazandığı nüansları ve kültürün farklı sahalarında aldığı incelikleri ana hatlarıyla eserde yer verilmeye çalışılmış. DEÜ İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yardım’ın hazırladığı Hadîs I-II; imam-hatip lisesi, ilâhiyat fakültesi öğrencileri ve hadis ile ilgilenen herkesin güvenle istifade edebileceği kaynak bir eserdir.

Zaman içinde gelişen ve niseller arasında yerleşen kültürel değerlerin oluşmasında, Hadîs-I Şerîfler’in harç olma oranı, diğer harçlardan daha fazladır. Bu durum, sahâbe döneminden îtibâren, sözlü ve yazılı kesintisiz çabalar sonucu oluşmuş bir mayadır. Yüksek seviyede hizmet gayreti gösteren klâsik şahsiyetlerden biri de, Mısırlı âlim ve devlet adamı Kuzâ’î (ö: 454/1062)’dir. Onun bu maksatla ortaya koyduğu Şihâb’ül-Ahbâr adlı Hadis, kitabı, tarihin uzunca bir diliminde, kalıcı kültür hizmeti yapmıştır. Hayatın pratiklerinden hareket eden Anadolu ulemâsı ile; ahlâk, kültür, san’at, eğitim, hikmet gibi değerleri ön plânda tutma eğiliminde olan çevreler, Şihâb’ül-Ahbâr’dan çok yararlanmışlardı. Özellikle Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri ile Osmanlı’nın yükselme devri sonlarına kadar tedavül eden bu eser, son üç asırdır arka plâna düşmüş durumdadır. Yirmi seneyi aşan bir süredir; başta Şihâb’ül-Ahbâr ve Müsned’üş-Şibâh olmak üzere, Kuzâ’î’nin Türkiye kütüphanelerinde bulunan bütün eserleri, mikrofilmleri çektirilerek, inceleme ve değerlendirilmeye tâbi tutulmuştur. Bu arada, Şihâb’ül-Ahbâr’ın târihi izlerinin tesbîti maksadıyla, plânlı bir şekilde, anadoludaki mîmârî eserler, müzeler ve bir kısım yazma eser kütüphâneleri de, 1983-1989 yılları arası yaz aylarında, yerlerinde görülmüş ve incelenmiştir. 24 x 16.5 cm ebadında, ciltli, 516 sayfa, avrupa kitap kağıda baskılıdır. -

Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed (a.s.)’in hayatını her insan ve özellikle Müslümanlar öğrenmelidir. Çünkü O, insanlar için en güzel bir örnek oluşturmuştur. Bu kitap, Peygamber Efendimizin hayatını bütün insanlığa özellikle gençlere O’nu daha iyi tanıma fırsatı vermek ve özlü olarak anlatmak amacıyla hazırlanmıştır. Ayrıca Hz. Muhammed (a.s.)’in tebliğ ettiği İslâm dininin esasları da ana hatlarıyla tanıtılmıştır. Böylece hem Peygamber Efendimiz hem öğrettiği “tevhid dini” bir bütün hâlinde verilmeye çalışılmıştır. Yararlı olması dileğimizle...

Amme cüzündeki namaz sureleri hariç nebe suresinden leyl suresine kadar olan 15 surenin yorumundan oluşan bu kitapta İslam dininin, evrenin, uzay, galaksilerin sırları yanında, nefsin mertebeleri, kader ve cennet-cehennem sırları anlatılmaktadır.

Ayetül Kürsi islam insanının hayatını nurlandırması gönlünü güzelleştirmesi için büyük bir mesajdır. Eğer bu mesajı hakkı ile anlamak Rasüllulah efendimizin istediği gerçek imana ulaşmak arzusu tanıyorsanız günümüz fizik astrofizik, biyolojik ve diğer bilimsel verileri de gözönünde bulundurarak hazırlanan bu kitabı heyecanla okuyup kavrayacağınızdan şüphemiz yoktur.

Batı tarihçileri Anadolunun Türk-İslâm sentezinde billurlaşmasını, tarihin çözülmez olayı olarak nitelendirmektedirler. Olaylara klâsik tarih eleştirisi açısından bakılınca, başka türlü yargıya varmak mümkün değildir. Binlerce yıl boyu Anadolu sayısız kavimlerin arenası olmuş ama hiçbiri kalıcı olamamıştır. Acaba bu mucize nasıl doğmuştur? İşte bu küçük kitabımızda tarihe mânâ penceresinden bakarak sorunun cevabını getiriyoruz. 13.5 x 19.5 cm. ebadında, 288 sayfa, kitap kağıdı, renkli karton kapak.

Kitap, bakara suresinin ilk 54 ayetinin yorumlarından oluşmaktadır. Burada özellikle gayba iman, namaz, infak gibi insan hidayetinin üç temel şartı ile münafıklar, fasıklar, Ademin yaratılışı ve yahudilerin taktikleri konusunda Cenabı Hakkın buyruklarını okuyacaksınız.

Yazar bu kitabında sizi önce dış dünyaların, evrenin sonsuzluklarında gezdirecek, sonra iç dünyamızın bitmez derinliklerine götürecek. Ve siz, yazanla okuyanı aynı noktada seyredeceksiniz. 13.5 x 19.5 cm. ebadında, 160 sayfa, kitap kağıdı, renkli karton kapak.