Sepet0Item(s)

Sepetinizde hiç ürün yok.

Product was successfully added to your shopping cart.

Tarih

   

Ürünler 21 - 30 / Toplam 35

  1. 1
  2. 2
  3. 3
  4. 4
  1. AYIP UŞAKLARI

    Türkiye, dünyanın en ilgi çekici ülkelerinden biridir. Muhteşem coğrafyası tarih boyunca istilacı güçlerin iştahını kabartmış ve bu yüzden başımız bir türlü dertten kurtulamamıştır. Devamlı olarak yedi düvelle boğuşmamız bundandır. Türkiye kültürel bakımdan da araftadır. Doğu ve Batı’nın tam ortasındadır. Yani yönümüz Batı’ya dönük olsa da Doğulu kimliğimizi hiçbir zaman bırakmıyoruz. Üstün İnanç işte bu arayışların, çelişkilerin ve kafa karışıklığının romanını yazdı, Ayıp Uşakları. Romanda, Füsun’un kişiliğinde kimliğini arayan ve keşfettiği değerlerine sahip çıkan aydın bir kadın anlatılıyor. “Serpil’in Anlattıkları”nı Yalnız Değilsiniz ile okuyucunun önüne çıkaran usta romancı, Ayıp Uşakları ile de Füsun’un hayat serencamını, yaşadığı acı ve tatlı olayları paylaşıyor. Yazar, romanda farklı izmlere kapılmış aydınlarımızın içine düştüğü bataklığa dikkat çekiyor ve kurtuluş için doğru yolu gösterip çözüm üretiyor. Füsun’un feminizmden İslâmî düşünceye uzanan yolculuğunu bir solukta okuyacaksınız.
    125,00 ₺
  2. BEN OSMANLIYIM

    Ve biz, at sırtında Orta Asya’dan hicret eden yorgun bir kavimdik. Kendisine yurt arayan bir aşirettik; nihayetinde birkaç yüz çadırla Söğüt’e yerleştik. Bizim hikâyemiz işte böyle başladı. Çadırımızın direğini Söğüt’e diktik. İplerinin çivilerini 3 kıtaya çaktık. Torunlarından olmakla kendimi ‘bahtiyar’ hissettiğim ecdadım Ertuğrul Gazi’den Vahideddin Han’a teşekkür hisleriyle doluyum. Keşke hepsini tek tek görebilseydim ve ellerinden öpebilseydim. Ve fakat müsterihim: “Cennet bunun için değil mi?”
    100,00 ₺
  3. ESARET 1916

    Esaret 1916, Doğu cephesinde Ruslara karşı büyük mücadele veren, ardından Moskoflara esir düşüp gurbet ve esaret hayatı yaşayan bir kahramanın romanı... 1890-1961 yılları arasında yaşayan Ahmet Onbaşı, tren vagonlarında başlayan esaret hayatının ardından maceralı bir firar yaşar ve Türkiye’ye döner. Yeni başlaya Millî Mücadele saflarında yer alır ve İstiklâl Harbi’ne katılır. Köyüne döndüğü zaman onu nelerin beklediğini bilmemektedir. Bu arada olağanüstü yıkımlara sebep olan 1939 Erzincan Depremi’ni de yaşar, artık kaybettiklerinin hesabını tutamaz... Kuvvetli iradesiyle zoru nasıl başardığı, meşakkatli yılları ardında bırakarak yine vatan savunmasına coşkuyla katılışının öyküsüdür Esaret 1916. Beş yıllık esaret ve yedi yıl askerlik hayatıyla birlikte on iki yıl sonra köye dönüş... Esaret 1916, fırtınalı bir hayatın romanı...
    120,00 ₺
  4. EFENDİ BEY

    Olaylar o kadar çığırından çıkmıştı ki, bir insanın adı bile öldürülmesi için yeterli sebepti. Ateş düştüğü yeri yakar ya, işte ülkenin her tarafı yangın yerine dönmüştü. Efendi Bey telaşlı… Nasıl olmasın ki? Yetişkin altı evlat ve her biri ayrı telden çalıyor. Kiminin ismi sağcıların esame listesinde, kimininki solcuların. Anarşi olaylarından ailesi ziyadesiyle etkilenmiş, ülkedeki kardeş kavgası ailesine de sirayet etmiştir. Öyle ki çocukları siyasi fikirleri yüzünden birbirleriyle kavgalı ve hatta küskündürler. En küçük iki oğlu Tuna ve Şahin hariç hepsi kendi yolunu çizmiş ve aileden kopmuşlardır. En büyük korkusu onların da bir gün ağabeyleri gibi elinin altından kayıp gitmeleridir. Nitekim korktuğu başına gelir ve Tuna işlediği garip bir cinayetten dolayı gözaltına alınır. Ardından Şahin akıllara durgunluk veren bir iş yapar. Efendi Bey’in artık insan içine çıkmaya yüzü kalmamıştır. Böylece ailenin hayatı hepten yanlışlıklara ve kavgalara bürünür. Ve bir sabah… 12 Eylül 1980 Cuma günü... Radyo ve televizyonlarda darbe bildirisi okunuyor. Efendi Bey, küs olan evlatlarını barıştırmayı, bir araya getirmeyi hayal ederken bir oğlu kayıplara karışmıştır. Tuna, bilinmeyen bir yolculuğa çıkmıştır. Kendisinden en ufak bir haber alınamayan Tuna ve bu süreçte yaşananların, 80 öncesi anarşinin ve 12 Eylül askeri darbesinin aileye yaşattığı acıların anlatıldığı Efendi Bey, eşi, çocukları ve torunları arasındaki çok bilinmeyenli bir denklemin tahlilidir. Efendi Bey romanında, Türkiye’nin yakın tarihi anlatılıyor. Roman, 1980 Darbesi’nin arka planında yaşanmış olayları âdeta bir dürbünle okuyucuya yakınlaştırıyor.
    160,00 ₺
  5. ERTUĞRUL GAZİ (KURULUŞUN ÖNCÜSÜ)

    Alparslan’ın Malazgirt Zaferi’yle Anadolu’nun kapıları bizlere açılmıştır. Bu kapıdan girenler arasında Kayı Obası da vardı. Ertuğrul Gazi’nin Beyliğindeki oba, yer arayışını tamamlamış, Söğüt ve Domaniç’te çadırlarını kurmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin Sultanı Alaeddin Keykubat’ın takdirini kazanan Ertuğrul, az kuvvetle bir yandan Moğol güçleriyle, bir taraftan Bizans kuvvetleri ve Tapınak Şövalyeleriyle mücadele etmiş, içerde ise ihanet odaklarını üstün siyasi dehasıyla bertaraf etmiştir. Dönemin maneviyat büyükleriyle sık sık görüşüp dualarını alan Ertuğrul Gazi, 624 yıl dünyaya hükümferma olacak, üç kıtada, yedi iklimde adalet ve hakkaniyetle devam edecek olan Osmanlı Devleti’nin temelini attı. Ertuğrul Gazi, hem inançlı kişiliğiyle hem de cesareti ve kararlılığıyla Türkmen obalarını da arkasından sürüklemiş ve herkese ümit olmuştur. Eseri okurken ‘kurucu bir lider’in dirayetini, metanetini, gayretini ve cesaretini görecek, ‘cihan hâkimiyeti mefkûresi’ne tanık olacaksınız.
    100,00 ₺
  6. MAKEDONYA GAMZESİ

    Üstün İnanç, romanında İstanbul’un ‘dersaadet’ dönemine gidiyor ve ‘Kaybettiğinin farkına varmak, aramaya başlamanın ilk adımıdır.’ diyerek okuyucuyu, geçmişte yolculuğa çıkarıyor. Dönemin net bir fotoğrafının tarafsız bir gözle çekildiği romanda Batılı devletlerle İşbirliğine giren Jön Türkler, Hareket Ordusu ve 31 Mart Vak’ası ibretle anlatılıyor. Manastır ve Selânik’te başlayan hain örgütlenmeler ile İttihat ve Terakki’nin Abdülhamid’e karşı hareketleri ele alınıyor.
    130,00 ₺
  7. 93 HARBİ VE NENE HATUN

    93 Harbi, 1877-1878 Osmanlı İmparatorluğu u¨zerinde yabancı emellerin hayata geçirildiği yıllardır. İngiltere, Anadolu’yu ele geçirmek için çareler aramakta; Rusya, Osmanlı’yı ve Mu¨slu¨manlığı Balkanlar’dan söku¨p atarak sıcak denizlere açılan su yollarını ele geçirmek için çabalamaktadır. Rus ordusu Gazi Osman Paşa’nın şanlı savunmasına rağmen batıda Yeşilköy’e, doğuda ise Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın direnişine rağmen Erzurum’a kadar dayanır. Du¨şman her şeyi hesaba katmış, ama dadaş doğuran anaları hesaba katmamıştır. Şair diyor ki: “ Dadaş çelik bir yaydır onu germeye gelmez. Kabaran bir sel olur, dağlara da baş eğmez.” Dadaş dağlara baş eğmez, onu doğuran analar eğer mi? Nene Hatun, iki çocuk annesi genç bir kadındır. 1877 yılının 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan gece yaralı kardeşi Hasan kucağında can verir. Aynı anda şehrin bu¨tu¨n minarelerinden verilen salalar karanlığı yırtar. Ezanlar Nene Hatun’u gazaya davet etmektedir.
    125,00 ₺
  8. OSMANLIDA DARBELER, İHANETLER, İSYANLAR

    Bizde darbelerin tarihi eskilere dayanır. Osmanlıda izleri unutulmayan darbelere sık sık şahit olunmuştur. Bunlar o devirde ‘kıyam’, ‘isyan’ ve ‘kalkışma’ şeklinde tanımlanmış ama hepsi de ‘ihanet’ olarak addedilmiştir. Bâbıâli’nin usta ismi Gürbüz Azak, Osmanlı tarihi boyunca meydana gelen darbe, ihanet ve isyan hareketlerini bu eserde anlatıyor. Bu teşebbüslerin sonuçları ve padişahları devirmek isteyenlerin akıbetleri bir film şeridi gibi gözler önüne seriliyor. Osmanlı Sarayı’na kafa tutanlar ve padişahları tahtlarından indirip kendi heves ve isteklerine uygun kişileri o makamlara oturtmak isteyenler, genelde başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimleriyle hem toplumda lanetlenmiş hem de şiddetle cezalandırıl-mışlardır. Bugünü daha iyi anlayabilmek için, dünü bilmek ve anlamak gerekiyor.
    125,00 ₺
  9. ORHAN GAZİ (OSMAN GAZİ OĞLU)

    Orhan Gazi, üç kıtaya yayılan cihan ülkesi, Devlet-i Aliyye’nin, yani Osmanlı Devleti’nin ikinci padişahıdır. Babası, Devletin kurucusu Osman Gazi’den devraldığı mesuliyetin idrakinde olan Orhan Gazi, bu sorumluluğun hakkını vermiş ve daha babası hayatta iken Bursa’yı fethedip başkent yapmış, Avrupa kıtasına ilk kez o asker çıkarmış, civar iller ile birlikte Osmanlı’yı büyütmüştür. Osmanlı, Orhan Gazi ile Devlet sistemleştirilmeye başlanmış, muhtelif müesseleler ve teşkilâtlar kurularak, Devlet’in önü açılmıştır. Yapılan imar ve ihya çalışmaları ile Osmanlı şehirleri, cazibeli birer ticaret ve sanat merkezi hâline dönüşmüştür. İlk Osmanlı parası olan akçe sikkelerini bastıran, ilk vezir ataması yapan, Başkent Bursa’ya bağlı sancaklara kadılar tayin eden ve civardaki beylikleri Osmanlı’ya biat ettiren Orhan Gazi’dir. Vakıf sistemini kuran, ilk düzenli Osmanlı ordusunu kurup donanma çalışmalarını başlatan ve ilk defa kanunlar çıkaran da Orhan Gazi’dir. Kayı Boyu’nun Devlet olma düşüncesinin temeli Osman Gazi ile atılmış, Orhan Gazi ile bu fikir, tam mânasıyla sistemleştirilerek hakikate dönüşmüştür. Osman Gazi Oğlu Orhan Gazi, Cavit Ersen’in ikinci tarihî romanıdır. Daha önce Ertuğrul Gazi Oğlu Osman Gazi’yi neşreden Mihrabat Yayınları’nın bu romanında, Orhan Bey’in hayatını, askerî dehasını ve mücadelelerini keyifli bir yolculuk eşliğinde okuyacaksınız.
    125,00 ₺

   

Ürünler 21 - 30 / Toplam 35

  1. 1
  2. 2
  3. 3
  4. 4